Geçmişten günümüze önemli tarihçilerimiz başlıklı yazımızda tarihçilerimizin bir kısmını ilginize sunmuş bulunmaktayız. Önemli tarihçilerimiz başlıklı yazı dizimiz devam edecektir.
Halil İnalcık, özellikle de Türk-Osmanlı tarihine dair yaptığı araştırmalar ve yazdığı kitaplar ile dünyanın en önemli tarihçilerinden birisi olmuştur. Kırım Türk’ü kökene sahip olan İnalcık, İstanbul’da dünyaya gelmiş ve ardından Ankara’ya yerleşmiştir. Eğitimine ise Sivas’ta devam etmiş. Sürekli olarak mekan değiştiren İnalcık lise dönemini de Balıkesir’de bitirmiştir.
Ankara Üniversitesi, Yeni Çağ Tarihi Bölümünü bitirmiştir. Onu dünyanın en önemli tarihçilerinden birisi yapan ilk adım tam olarakta burda başlamıştır. Uzun bir dönem boyunca burada Osmanlı ve Avrupa tarihi dersleri vermeye başlayan İnalcık, aynı zamanda birçok önemli kurumda da görev yapmıştır.
Sadece Türkiye’de değil yurtdışında da Osmanlı tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla adından sıklıkla söz ettirmiştir. Columbia, Harvard, Pennsylvania gibi üniversitelerde de ders veren İnalcık artık tarihi bilgisini okyanus ötesine kadar taşımıştır. Bilkent Üniversitesi’nde Tarih bölümünü kurdu ve burada kendisinin engin bilgilerinden yararlanılmasının önünü açtı.
Yıllardan beri yaptığı bütün çalışmaları, arşivlerden topladığı belgeleri, araştırma metinlerini ve bunun gibi binlerce önemli içeriğe sahip olan belgeleri kurmuş olduğu Halil İnalcık Center for Studies merkezine bağışlamıştır.
Bu belgeler geçmişten günümüze hem dünya hem de ülkemiz hakkında önemli bilgiler içeren kaynaklardır. En önemli 2000 bilim insanı arasında gösterilen İnalcık birçok dünya diline hakimdi. Çok iyi seviyede Osmanlı dili ve edebiyatına hakimdi. Yaşamı boyunca sürekli araştırmış, okumuş ve öğrenmek aşkıyla hayatını sürdürmüştür.
Vefatından birkaç zaman öncesine kadar çekilen fotoğraflarında bile masasının üzerinde bir sürü kitabın olduğunu ve çalışmalarını hala sürdürdüğüne şahit olmaktayız. Yaşının ilerlemesiyle organ yetmezliği hastalığı da beraberinde gelmiş ve 2016 yılında tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yummuştur.
Her evde mutlaka bir Halil İnalcık kitabının olması, herkesin tarihi araştırma yaparken yolunun mutlaka Halil İnalcık’a düşmesi, onun hayatımızda hep var olacağının göstergesidir. Gençlere hem eğitimleri hakkında hem de özel hayatları hakkında da tavsiye vermeyi ihmal etmeyi İnalcık Hoca’nın gününümüze dair verdiği en önemli tavsiyesi ise; ”Rica ediyorum, bu memleketin geleceğini düşünüyorsanız, bu lüzumsuz semboller veya başka gayriciddi konular üzerinde kavgaları kesin, birbirinizi anlamaya çalışın, aranızda uzlaşmaya çalışın.” Hayata bir mana katabilmek adına sürekli çalışmamız gerektiğini, bunun için çalışmalarımızı sürdürmemiz gerektiği üzerinde durmuştur.
Kırım Tatarı bir ailenin çocuğudur. Avusturya’da dünyaya gelen İlber Ortaylı henüz iki yaşındayken Türkiye’ye taşınmıştır. İlk ve orta öğrenimini İstanbul Avusturya Lisesi’nde tamamladı ve ardından Ankara Atatürk Lisesi’nden mezun oldu.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin tarih bölümünde okumuş ve önemli isimlerin öğrencisi olmuştur. Dil öğrenmenin mühimmatını her defasında vurgulayan Ortaylı, Slav ve doğu Avrupa dillerini öğrenmiştir. Ardından yüksek lisans için Chicago’ya yerleşmiştir.
1980’li yıllarda üniversitelere politik mevzularla olan yaklaşım ve müdahelelere tepki göstermek amacıyla görevinden istifa etmiş ve bu esnada da boş durmamış dünyanın birçok farklı noktasında dersler ve seminerler vermiştir. 1989 yılında Türkiye’ye geri döndüğünde ise profosörlük ünvanını almıştı. Ankara Üniversitesi’nde Siyasal Bilgiler fakültesinde çalışmalarına devam etti. Galatasaray Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nde de hukuk dersleri vermiştir.
Gençlere tavsiye olarak sürekli okul değiştirmelerini ve uzun zaman boyunca aynı yerde kalmamayı, yeniliği savunan İlber Hoca, kendisi de tavsiyesine uymuş ve birçok farklı kurumda görev yapmıştır. Çoğu dünya diline de hakimdir. Uluslararası anlamda Türk tarihçiliğinin en önemli isimlerindendir. Yaptığı çalışmalar ile birçok ödüle layık görülmüştür. ‘’Avrupa ile Akdeniz arasında Lazio’’ ödülü bunlardan sadece bir tanesidir.
Rus dili ve edebiyatını yayan, halkları birbiriyle yakınlaştırdığına inanılan kişilere verilen Puşkin Madalyası Türkiye’de İlber Ortaylı’ya layık görülmüştür. Son yazdığı kitap olan ‘’Bir Ömür Nasıl Yaşanır’’ kitabını gençlere tavsiye niteliğinde düzenlemiştir. Osmanlı dilini bilmeyip İngilizce dilini bilmekle övünmüş olanları eleştirmiş ve Osmanlı dilini bilmeden tarihin önemsiz olduğunu savunmuştur. Hayatta ayrımları doğru yapabilmeyi ve doğru kararlar almanın önemini özellikle vurgulamıştır. ‘’Kanuni’yi sevmek için Atatürk düşmanı olmaya gerek yok’’ derken tam olarak bununla alakalıdır. Farklı tecrübelerin güzel olduğundan sürekli olarak bahsetmiş ve tecrübe edeceği konuya hakim olmanın önemini de vurgulamıştır.
İlber Ortaylı’ya göre herkes aslında kendi işinde en iyisini yapmaya çalışıp diğer konular hakkında da bilgi sahibi olmalıdır. Türkiye’de artık herkesin siyasete karışması üzerine ‘’Okumadan yapılan siyaset önemlidir, belediyeciliğe benzemez. Teferruatın bilinmesi gerekir’’ derken de aslında bir konuya hakim olunmadan yorum yapılmaması gerektiğini vurgulamıştır.
Büyük bir kütüphane arşivine sahip olan Ortaylı bu arşivini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne bağışlaması üzerine eleştiriler almıştır. Bu eleştirilere karşın espirili bir dille, kitaplarını ABD’deki Library of Congress’e vermeyeceğine göre Cumhurbaşkanlığı Merkez Kütüphanesi’ne bağışladığını açıklamıştır.
Ailesi aslen Mardin’li olup Türkiye’ye önemli kişiler yetiştirmiştir. Bu kişiler hepsi kendi alanlarında işlerinin en iyisi olmuşlardır. Orta öğretimini Galatasaray’da tamamlayan Mardin eğitim yolculuğuna Stanford Üniversitesi’nde devam etmiştir. Burada Siyasal Bilimler üzerine tahsil görmüş ardından yüksek lisans için John Hopkins Üniversitesi’ne gitmiştir.
Yazmış olduğu tezlerden yola çıkarak Türk modernleşmesinin sorunlarını ele almış, bu konuyu da ayrıntılarına ayırarak makaleler yazmıştır. Türkiye’ye döndüğü dönem siyasi partilerin üniversiteler üzerindeki yoğun baskısı hissediliyordu ve Şerif Mardin birkaç arkadaşıyla birlikte tepki olarak istifa etmişir.
Kısa süren bir siyasi yaşamın içerisine girmiştir. Hürriyet Partisi bünyesinde Eskişehir Milletvekili olarak adaylığını koymuş olsa da seçilemedi. Bunun üzerine politika sahnesinden kendisini çekse de yine de siyasete karşı ilgili oldu. Siyasetteki başarısızlığından sonra Amerika’ya gidip çalışmalarını Princeton ve Harvard üniveresitelerinde sürdürdü. Birçok ülkenin önde gelen üniversitelerinde Sosyal Bilimler dersleri verdi.
İslam dini başta olmak üzere din, sosyoloji, felsefe ve entelektüel tarih üzerine çalışmalar yapmış ve yazılar yayınlamıştır. Türkiye’nin geçmişi ve geleceği üzerine yapılan entelektüel tartışmalarda en önemli referanslardan birisi olmuştur. Siyaset bilimine giriş dersini alan öğrencileri için 50 kitaptan oluşan bir liste hazırlamış ve kitapları okumalarını istemiştir.
Kitapların hepsi temel eserlerden oluşmaktadır. Yapmış olduğu çalışmalarla önemli tarihçilerimizden birisi olan Şerif Mardin aynı zamanda birçok önemli tarihçimizin de öğretmeni olmuştur. 6 Eylül 2017 tarihinde hayata gözlerini yummuştur.
Ortaokul ve liseyi Erzurum’da bitiren Bilim Tarihçisi Sezgin, liseden sonra İstanbul’a taşındı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdikten sonra Arap Dili ve Edebiyatı üzerine doktora yaptı. Helmutt Ritter hocasının, bilimlerinin temel dayanak noktasının İslam Bilimi olduğunu söylemesi üzerine bu dala yöneldi.
Tezini İslam dininde büyük önemi olan Buhari’nin Kaynakları üzerine yazmıştır. İnsanlık tarihi üzerine önemli bir çalışma kaydeden Sezgin, çalışmalarını Arap-İslam Bilim Tarihi’nde toplamıştır. Bu kitap birçok kütüphanenin en önemli eserlerinden birisi olmuştur. Sezgin 27 dile hakimdi. Bunlar arasında Süryanice, Latince, Arapça gibi diller de dahildi. Çeşitli akademilerin öğretim üyeliğini yapan Sezgin birçok önemli kurumun kuruluş aşamasında önderi olmuştur.
Tarihler 2010’u gösterirken açılan İslam Bilim ve Teknolojileri’ni desteklemek amacıyla Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı kuruldu. Bu örneklerden sadece bir tanesidir. Öncesinde öğrenim gördüğü Erzurum Atatürk Üniversitesi ve ayrıca Kayseri Üniversitesi tarafından fahri doktora ünvanı verilmiştir. 1960 darbesinin olduğu dönem okuldan birçok meslektaşıyla birlikte atıldı. Bunun üzerine Amerika ve Almanya dahil teklifler aldı.
Almanya’yı tercih ettiğinde ise farklı bir manzarayla karşı karşıyaydı. ‘’İslam Bilimleri Tarihi’’ yazmaya çalışan uluslararası bir komisyon ile karşı karşıyaydı. Bu alanda yaptığı çalışmalarla Arap ve İslam uzmanı olarak kabul edildi. 94 yaşında iken bir süredir tedavi altında tutulduğu hastanede 30 haziran 2018 günü hayatını kaybetmiş, öğrencilerini ve sevenlerini yasa boğmuştur. Fuat Sezgin gençlere gerçek bir züht tavsiye etmiştir. Yani dünya nimetlerinden feragat edebilmeyi.
Çok iyi şartlar içinde yaşamasına rağmen çantasına bir sandviç koyarak öğle yemeğini bile hep daha minimal düzeye indirgeyebilmiştir. İkinci tavsiyesi ise sabır üzerinedir. Bütün o hayal edilen, günlerce uğruna emek harcanan her şey için sabrın önemli olduğunu vurgulamıştır. Üçüncüsü ise, Allah’ın bütün yaptıklarımızdan haberdar olduğunu unutmamaktır. Bazen bu çalışmaları yaparken yorulup dinlenmek istediğinde aklına hemen zamanın geçtiğini ve kendine zaman ayırmanın önemini kendine hatırlatıp, çalışmalarına devam ettiğini söylüyor.
Tatar asıllı bir aileden gelmektedir. Kuzey Dobruca’da büyümüştür. Tipik bir Osmanlı ülkesi özellikleri taşıyan bu yerde birçok farklı kültüre ve dine aşina olmuş, ileride karşılaşılan sorunları anlamada ilk bu dönem yeterlilik kazanmıştır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Washington ve Rewington üniversitelerinde yüksek lisans ve doktora süreçlerini tamamlamıştır.
Öğrencisi olduğu Rewington Üniversite’sinin Osmanlı Tarihi Bölümü kuruculuğunu üstlenmiştir. Kendisi de bir göçmen olduğu için çalışmalarında göç ve göçmenlik olgusuna dikkat çekmiş, makalelerini bu yönde oluşturmuştur.
Tarihçi kimliğinin yanı sıra sosyal ve siyasal alanlarda yapmış olduğu çalışmalarla da dünya çapında bir üne sahip olmuştur. Birçok ülke değişmiş, farklı üniversitelerde eğitmenlik üstlenmiş, çoğu önemli konferansta konuşmacı olmuştur. Araştırma ve düşünce dünyasında en önemli referans isimlerden birisi olarak kabul edilmektedir.
Kemal Karpat, üniversite, kurum ve kuruluşların önemli bir değeri olmuştur. Amerika’daki Türk Araştırmaları Cemiyeti’nin ve Orta Asya Cemiyeti’nin kurucusudur. MESA-Ortadoğu Çalışmaları Derneği’ni kurmuş ve böylece birçok farklı bölgede çalışmalarını sürdürmüştür. Romanya üzerine yapmış olduğu çalışmalar sebebiyle ödüllendirildi. Dünya çapında ve birçok bölgeye yaydığı çalışmalardan ötürü, o ülkeler tarafından ödüllendirilmiştir. Kendisi aynı zamanda Türk Tarih Kurumu’nun onur üyesidir. 21 Şubat 2019 günü ABD’de hayatını kaybetmiştir.
Geçmişten günümüze önemli tarihçilerimiz başlıklı yazımızı okuduğunuz için teşekkür ederiz. Önemli tarihçilerimiz başlıklı yazı dizimiz devam edecektir. Önemli tarihçilerimiz ülkemizin büyük bir değeridir.