Lisansüstü programları, üniversite eğitimini taçlandırırken, bireyi olanakları bakımından yeniden düşünmeye, araştırmaya, hepimizin geleceği için üretmeye motive eder. Yükseköğretimin bu basamakları aynı zamanda kişiye, eğitim hayatı boyunca bıraktığı eksikleri gidermesi için yeni bir fırsattır.
“İnsan” Ve Olanakları
Eğitim, kuşkusuz ki insanın kendisini gerçekleştirebilmesinin en önemli aracıdır. Diğer bir deyişle eğitimin amacı, yapmak istedikleri konusunda bireylerin yolunu aydınlatmaktır. Ancak eğitime ilişkin bu tanım, başlangıç aşaması için gerekli görünmekle birlikte kısıtlı kalıyor. Bu tanımın öncesinde iki önemli sorunun yanıtı verilmiş olmalıdır: “İnsan nedir? ”ve “ insanın amaçları nelerdir?” Bir eğitimci “ne ile?” ve “ne için?” uğraştığının tanımını vermeden başarılı olamayacaktır. Eğitim işine salt bilgi aktarımı olarak bakmak ve bu bilgileri de öğrenciye birebir ezberletmekle başarı sağlayacağımıza inanmak. Düşünmeden, yargılamadan, emir-komuta zinciri içinde davranan, edindiği bilgileri yaratıcı bir etkinlikle yeniden kurgulayamayan bir çeşit robot yetiştirmekten öteye geçemez.
Eğitim, tek tek her bir bireyin sahip olduğu olanakları geliştirme işidir ki, ben bu tanımı “insan olmak nedir?” sorusunun yanıtı olarak da görüyorum. İnsan bir olanaklar varlığıdır. Tarihi yazan insanlığın başarılarıdır ve bu başarılar bugün hızlanan bir çağda daha da somut bir biçimde karşımıza her yeni günde yeni bir başarıyı daha çıkartmaktadır. İnsanlık tarihine baktığımızda, özellikle son iki yüz yıldır sayıp dökebileceğimiz önemli başarıların Batı olarak kavramsallaştırdığımız Amerika ve Avrupa coğrafyasında başat biçimde ve yaygınlıkla belirdiğini görüyoruz. İşte bunun nedeni kanımca eğitimimizde tıkandığımız en önemli konu. Neden Batı dünyası insanlığın olanaklarını gerçekleştirmek, başarılarını ortaya koymak konusunda merkezi konumdadır?
Bunun nedeni büyük ölçüde yaratıcı potansiyelleri gerçekleştirme konusunda bireylere gereken olanakları ve vizyonu sağlamalarından kaynaklanıyor. O halde birer eğitimci olarak benimseyeceğimiz ilkelerin başında bireylere, ilgi alanlarına, eğilimlerine, doğalarına uygun işleri yapabilmeleri için gereken olanakları sunmak ve her türden düşüncelerini çekincesizce ortaya koyabilecekleri, pratiğe dökerek projelendirebilecekleri düşünsel bir özgürlük alanı açmak geliyor. Bu durumda eğitimin “ne ile?” uğraştığı konusunda vizyonumuzun temel parçasının oluşturan ilk yanıtı vermiş oluyoruz: Bir eğitim kurumu insanla ilgilendiğini hatırdan çıkartmayan hümanist bir vizyona sahip olmalıdır. Bu vizyon kanımca hem insanlıkla hem de ülkenin geleceğiyle ilgili en önemli saptamayı içeriyor.
Az önce sorduğum “ne için?” sorusunun ise ilk soruyu destekler bir biçimde yanıtlanması gerektiğine inanıyorum. Çoğu kereler bireyler, salt kariyer gelişimi için lisans ve lisansüstü çalışmalara yöneldiklerini iddia edebilirler. Bu haksız bir gerekçe olmasa bile bir yükseköğretim kurumunun vizyonu salt kişilerin kariyer gelişimleriyle tanımlanamaz. Diğer bir deyişle bir eğitim kurumunun amacı kişilerin kariyerlerini desteklemekle sınırlandırılamaz, amaç bireylerin kendilerine uygun alanda yaratıcı düşüncelerini, potansiyellerini geliştirmelerine olanak sağlamaktır.
Lisans eğitimiyle kendisine sunulmuş bir kariyeri geliştirmek ya da kariyerlerini yeniden planlamak isteyen herkes için lisansüstü eğitim programları bir fırsat olarak düzenlenmelidir. Bu düzenleme çağın gerekleriyle kişilerin olanaklarını eşleştirme işidir.
Üniversitemizde lisansüstü programlara yüklediğimiz görev, insanın olanaklarını eyleme dönüştürmek, eylemleri de çağımızı ve geleceği kurma amacıyla donatmaktır.
İçinde yaşadığımız çağın bireyinin, genel anlamda insanlığın amaçlarını ve umutlarını, toplumsal yaşamdaki çalışma düzenini ve beklentilerini “bilgi-enformasyon” ikiliği ekseninde belirlediğini kolaylıkla hepimiz gözlemliyoruz. Bir yandan bilginin teknolojik olanaklar aracılığıyla küresel dolaşımda yer aldığı, diğer yandan ise her birimizin artık sosyal medya trafiğinde bir aktör konumunda bulunduğu bir gerçektir. Bu durumda bilgiye sahip olmak, bilgi olanla olmayanı ayırt etmek, onu teknolojik olanaklar aracılığıyla verimli kullanmak, geliştirerek paylaşmak, artık günümüz çalışma hayatının temel belirleyicisidir.
Tam da bu nedenle her bireyin kariyer planlarında olmazsa olmaz koşulları mesleki uzmanlaşma, teknik bilgi ve vizyon sahibi olmanın yanı sıra geleceğe yönelik yaratıcı ve girişimci çözümler oluşturabilme, tüm bunları somutlaştıran araştırma ve geliştirme projelerinde rol alarak bilgiyi paylaşım ağının bir parçası haline getirmektir. Baş döndürücü hızla gelişen çağın olanakları arasında kişinin kendisini belirlemesi, pozisyon alması ve tanımlaması kadar tüm bu özelliklerini akredite derecelerle kanıtlaması da fırsat kapılarının anahtarlarını oluşturuyor.
Lisans eğitimi temel mesleki uzmanlaşmanın arka planındaki teorik ve pratik izleği sunmaktadır. Ancak lisans eğitiminin tek başına bireyin kariyer hedefleri ve kendini gerçekleştirme çabasını tanımlayabileceğini düşünmemeliyiz. Lisans eğitimi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de mezunlarına mesleki yeterlik ve sorun çözme becerilerini kazandırmaktadır.
Meslek hayatına giren bireyler mesleki yeterliklerini yerine getirirken karşılaştıkları karmaşık durumlarda daha iyisini bulabilme, daha yaratıcı, küresel ve evrensel çözümler aramak ve daha yüksek kariyer basamaklarını hedeflemek söz konusu olduğunda lisans eğitimlerinde derinleşemedikleri konularda bilgi edinme, eğitim alma ve kendilerini geliştirme ihtiyaçları ile karşılaşırlar. İşte bu türden bilgiye dayalı daha yüksek ve derin ihtiyaçları karşılamak Lisansüstü programları çerçevesinde öngörülen “yüksek” hedefleri gerektirir.
Öyleyse, 2000’li yılların sonrasında Lisansüstü programları programları en az lisans programları kadar ilgiyi hak eden, bireylerin uzmanlıklarını taçlandırabileceği araştırma-geliştirme öğretim programları olarak karşımıza çıkmaktadır. Lisans mezunlarının bu anlamda farklı derinlik ihtiyaçlarına dayalı olarak uzaktan ve örgün eğitimle, Lisansüstü programları değerlendirilmesi gereğiyle karşı karşıya kalınmaktadır. Dünya örneklerine baktığımızda Lisansüstü programları belli türden bir ilginin “projelendirilmesi”, “araştırılması” ve “geliştirilmesi” anlamında yapılandırılmıştır. Bu bilinçlenmeye uygun olarak ve Avrupa Kredi Transfer Sistemince akredite edilmiş Lisansüstü programları ile Maltepe Üniversitesi yüksek öğretim programlarını şekillendirmektedir.
Lisansüstü eğitim iki türden olanak sağlamaktadır. İlk olarak seçtikleri alanlarda uzmanlaşmak isteyen kişilere uzmanlıklarını geliştirmek, derinlemesine çalışmak istedikleri alanlarda ufuk açmak için yapılan bir çalışmadır. Bu da eğitim kurumlarının uzmanca bir yaklaşımını gerekli kılar. Artık lisansüstü aşamasında akademisyen bilgi aktarıcı değildir. Lisansta kendisine verilen bilgileri, ilgileri doğrultusunda geliştirmek, derinleştirmek isteyen kişilerle birlikte yürüyen ve kendisi de yeni bir şeye şahitlik etmekten, parçası olmaktan mutluluk duyan ve her bir lisansüstü çalışmayla kendisi de zenginleşen yenilikçi, girişimci akademisyenleri Üniversite bünyesinde bulundurmak, bu uzmanlığın en önemli parçasıdır. Gururla söyleyebilirim ki, Maltepe Üniversitesi tam zamanlı Üniversitede bulunan ve öğrencisinin her an erişebileceği uzman kadrosuyla bu anlamda ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.
Lisansüstü çalışmaların sağladığı ikinci olanaksa, lisans aşamasında tamamladıkları bölümleri hayattaki anlam ve amaçlarına uygun bulmayan kişilere yöneliktir. Farklı bir alanda daha verimli ve mutlu olabileceğini düşünen, yaşlarının verdiği olgunlukla kendilerini daha iyi tanıyarak doğalarını, yeteneklerini farklı bir alanda daha verimli kullanabileceklerini düşünen kişiler, mezun oldukları alanların dışında farklı bir alana yönelerek kendilerini gerçekleştirme olanaklarına sahip olabilirler.
Aldıkları bilimsel hazırlık dersleriyle lisans aşamasının zorunlu temel bilgileri konusundaki eksiklerini tamamlayan kişiler, kendilerini ifade edebileceklerini düşündükleri alanlara yönelerek yaşamları için ideallerini yeniden düzenleme fırsatı yakalamış olurlar. Bu yoldan tüm dünyada artık bilime yeni bakış açısı olan disiplinlerarasılık, vizyonumuz da gerçeklik kazanmaktadır.
Lisansüstü çalışmalardan beklenen, eleştirel düşünmeyi, multidisipliner bakış açısını geliştiren, esnek ve çoklu düşünebilen, derinlemesine ve doğru araştırma ile farklı anlama biçimleri geliştiren, yoğun ve kaliteli bilgiyi ortaya koyabilen ve tüm bu süreçleri yönetebilen, kısacası farklı alanlarda edindiği bilgileri hayatta somutlaştırabilen kişileri bilim alanına katkı sunmaya davet etmektir.
Lisansüstü çalışma yapmanın istek, gayret ve emeğin yanı sıra büyük bir özveriyi gerektirdiği de açıktır. Ancak kuşkusuz bu özveriyi gösterebilmek için de kişilerin öncelikle kendilerine sunulan bir olanağa ihtiyaçları bulunmaktadır. Çalışan, kendisine ve ailesine çalışarak bakmakla yükümlü olan insanlara “lisansüstü çalışma yapmak istiyorsan başka bir işte çalışmak yerine enerjini sadece çalışmana harcaman, gündüz belirlediğim saatlerde derslere gelmen gerekir” demek bana pek hümanist görünmüyor. Üniversitemizde öğrencilerimize lisansüstü çalışmalarını gece eğitimiyle, hafta sonu dersleriyle tamamlamaları olanaklarını sunarak yaşam boyu öğrenme ilkesini vizyonumuzun bir parçası kılıyoruz.
Lisansüstü çalışmalara devam edenleri Erasmus başta olmak üzere çeşitli uluslararası ikili değişim programları çerçevesinde Dünya yükseköğretim alanına entegre etmeyi hedefliyoruz.
Lisansüstü çalışmalara birer proje olarak baktığımızı daha önce belirtmiştim. Proje odaklı çalışma bugün Türkiye’nin yeni eğitim vizyonunun da bir parçası. Özellikle TÜBİTAK, TÜBA ve Uluslararası Hibe Programları çağrıları bugün hem fen bilimlerinde hem de sosyal bilimlerde proje temelli çalışmalara ağırlık verilmesi konusunda sıklıkla uyarıda bulunmaktadır. Ancak bu projelere başlamak, onları gerektiği gibi kotarmak, proje temelli olmayan bir eğitim geçmişine sahip öğrenci için oldukça güç görünmektedir. Bu güçlük ancak proje yapmayı amaç haline getirmiş akademik anlayışla aşılabilir. Özellikle artık alan uzmanlığı veren eğitimin lisansüstü aşamasında öğrencilerimizi büyük ölçüde proje yazmaya yönlendiriyoruz. Üniversite olarak görüşümüz hiçbir düşüncenin önemsiz olmadığı, ancak doğru ifade edilmesinin önemli olduğudur. Düşüncelerimizin doğru bir biçimde ifade edildiğinde birer proje olarak geleceğe odaklanılması temel amacımız.
Düşüncelerimizi projelendirmedeki gücümüz, firmalarla, yerinde öğrenme modellerini geliştirmemize neden oldu. Sanayi-Üniversite işbirliği çerçevesinde hem şirketlere yerinde öğrenme olanaklarını sunuyor hem de geleceği kuracak projelerde öğrencilerimizin iş ortağı olabilmelerinin önünü açıyoruz.
İnsanın olanaklarını yaşamında eyleme, insanlığın geleceği için iyiliğe dönüştüreceği ve bunları yaparken bilgiye dayalı dereceleri edineceği yetkin yükseköğretim kurumlarını seçmesi geleceğe giden yolun doğru taşlarla döşenmesidir.
Prof. Dr. Şahin KARASAR
Maltepe Üniversitesi Rektörü
Maltepe Üniversitesi Rektörü Lisansüstü programları ve kendi üniversitesine ait lisansüstü programları hakkında bilgiler verdi. Lisansüstü programları.
Yüksek lisansın önemi gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. Yüksek lisans yaparak belirli bi
Ziyaretçilerimiz tarafından sitemiz üzerinde en çok aranılan yüksek lisans programları aşağ
Yüksek lisans yapmaya karar vermek, lisans eğitimini tamamlamış herkes için kolay olmayabilir.
Yaz dönemi itibariyle birçok üniversitenin 2019 Yüksek Lisans Başvuruları başladı. Geçtiğ